Reklam
Vakıf Katılım
Tarih : 2020-03-02 10:56:00

Piyasalar yeni haftada denge arayacak

Geride bıraktığımız haftada yurtdışı piyasalar korona virüsünün yayılmaya devam etmesi nedeniyle sert değer kayıpları yaşarken küresel satış baskısı kaçınılmaz olarak TL varlıklara da negatif yansıdı. Buna jeopolitik risklerin de eklenmesi ise yurtiçi piyasalarda baskının ve volatilitenin özellikle haftanın son işlem gününde belirgin şekilde artmasına neden oldu. Yeni haftaya başlarken ana gündem maddeleri değişmiş değil. Bu noktada hem korona virüsü hem de jeopolitik gelişmeler varlık fiyatlarına yön vermeye devam edecektir. Özellikle jeopolitik taraftaki gelişmelerin TL varlıkların performansında belirleyici unsur olarak çalışacağını düşünüyoruz. Diğer taraftan Fed başta olmak üzere önde gelen merkez bankalarının faiz indirimlerine giderek ekonomiyi destekleyeceğine yönelik beklentiler ise kısa vadede piyasaların denge bulmasını sağlayabilecek en önemli faktör olarak karşımıza çıkıyor. Bu noktada Fed’in 18 Mart’taki toplantısında faiz oranlarında 25 baz puanlık indirime gideceği, indirimlerin yılın tamamında ise 100 baz puana ulaşacağı tahmin ediliyor.

BEKLENTİLERİMİZ

Borsa İstanbul kayıplarını telafi etmeye çalışacak. Küresel borsalardaki geri çekilmeye jeopolitik risklerin de eklenmesi ile BIST100 endeksi son yılların en sert haftalık değer kayıplarından birini yaşadı. Teknik açıdan bakıldığında endeksin dört ay sonra ilk kez 200 günlük hareketli ortalamasının (103.900) üzerinde tutunmasını pozitif buluyoruz. Küresel ekonomiyi desteklemek için merkez bankalarından kısa vadede faiz indirimlerinin beklendiğini düşünürsek hafta içinde endeksin bu seviyenin üzerinde ne derece güç toplayabileceğini takip edeceğiz. İyimserliğin artması durumunda 110.000 bölgesi endeksin önündeki ilk hedef olarak öne çıkıyor.

EUR/USD

yeni haftaya 1,10’un üzerinde başlıyor. 10 yıl vadeli ABD tahvil faizlerindeki geri çekilme neticesinde ABD ve Almanya tahvil faizleri arasındaki farkın son 2,5 yılın dip seviyelerine gerilemesi paritenin dirençli bir görünüm sergilemesini sağlıyor. Kaldı ki, korona virüsünün ekonomi üzerinde yaratabileceği baskı nedeniyle Fed’in daha önce öngörülenin aksine yılın ilk yarısında faiz indirimine gidebileceğine yönelik beklentilerin artış göstermesi de EUR pozitifbir zemin yaratıyor. Kısa vadeli göstergeler yukarı yönlü eğilimin devam edebileceğine işaret ederken teknik açıdan 1,1060 ve 1,1100 seviyelerini izliyoruz. Özellikle 3-4 günlük süre zarfında 1,1020’nin üzerinde kalınması ivme kazanılmasını kolaylaştırabilir.

USD/TL

6,20’nin üzerinde. Gelişmekte olan ülke para birimleri dolar karşısında topyekûn zayıf bir performans sergilerken jeopolitik gelişmeler nedeniyle Türkiye özelindeki risklerin artması TL’nin geride bıraktığımız haftada en zayıf performans gösteren para birimleri arasında yer almasına neden oldu. Yeni haftada da hem küresel risk iştahı hem de sınırdaki gelişmeler TL’nin performansında belirleyici unsur olarak çalışmaya devam edecektir. Teknik açıdan ise dolar karşısında 6,25’in altında kalınması TL üzerindeki baskının kısmen azalmasını sağlayabilir.

Bu hafta veri tarafında ise yarın açıklanacak olan Şubat ayı TÜFE rakamını takip edeceğiz. Ortalama piyasa beklentisi Şubat ayında TÜFE’nin %0,7 oranında artış göstereceği yönünde. Beklentiye paralel bir rakam oluşması durumunda 12 aylık enflasyon %12,15’ten %12,72 seviyesine yükselecek. Tahmin aralığının geniş olması ise özellikle gıda fiyatlarının belirleyici unsur olarak çalışabileceğine işaret ediyor. Tarihsel ortalamalar ile geçen yıl gerçekleşen rakamları kıyasladığımızda ise enflasyonun yılın geri kalanında yatay/aşağı yönlü bir eğilim sergileme potansiyelini çok daha yüksek buluyoruz. Özellikle yaz aylarında güçlü baz etkisinin devreye girmesiyle enflasyonun yönünü aşağı çevirmesini ve TL’de daha fazla değer kayıpları görülmez ise yıl sonunda %10’a yakın bir yakın bir değer almasını bekliyoruz.

Bu hafta veri tarafında ise yarın açıklanacak olan Şubat ayı TÜFE rakamını takip edeceğiz. Ortalama piyasa beklentisi Şubat ayında TÜFE’nin %0,7 oranında artış göstereceği yönünde. Beklentiye paralel bir rakam oluşması durumunda 12 aylık enflasyon %12,15’ten %12,72 seviyesine yükselecek. Tahmin aralığının geniş olması ise özellikle gıda fiyatlarının belirleyici unsur olarak çalışabileceğine işaret ediyor. Tarihsel ortalamalar ile geçen yıl gerçekleşen rakamları kıyasladığımızda ise enflasyonun yılın geri kalanında yatay/aşağı yönlü bir eğilim sergileme potansiyelini çok daha yüksek buluyoruz. Özellikle yaz aylarında güçlü baz etkisinin devreye girmesiyle enflasyonun yönünü aşağı çevirmesini ve TL’de daha fazla değer kayıpları görülmez ise yıl sonunda %10’a yakın bir yakın bir değer almasını bekliyoruz.

Ons altın denge arayışını sürdürüyor. Korona virüsüne ilişkin riskler önemli bir endişe kaynağı olarak kalmaya devam ederken bu durum özellikle hisse senetlerinde sert satış baskısına yol açtı. Diğer taraftan ABD tahvil faizlerindeki geri çekilmenin de işaret ettiği gibi güvenli liman arayışı ise ön planda kalmaya devam ediyor. Buna karşın ons altında ise son birkaç günde karşımızda çok daha farklı bir senaryo var. Öyle ki 1690 dolara kadar çıktıktan sonra altının belirgin şekilde güç kaybederek 1600 dolarlar civarında denge aramaya başladığını görüyoruz. Riskten kaçış eğiliminin devam etmesine rağmen altının son dönem zirvesinin aşağısında olmasını kâr satışları eşliğinde bir düzeltme olarak değerlendiriyoruz. Kısa vadede altının 1600 doların üzerinde tutunup tutunamayacağını takip edeceğiz. Görünümün biraz daha iyileşmesi için ise 1630 doların üzerinde kapanışlar görmemiz gerekiyor


Kaynak: ÜNLÜ Menkul Değerler A.Ş.
Hibya Haber Ajansı

© Copyright 2024 borsakap.com Tüm Hakları Saklıdır.
Web sitemiz Hibya Haber Ajansı Abonesidir.